Alakalı Konular

Ana SayfaANALİZRusya Ukrayna Savaşının Hibrit Savaş Kavramı Üzerinden İncelenmesi

Rusya Ukrayna Savaşının Hibrit Savaş Kavramı Üzerinden İncelenmesi

Rusya kirim isgali hibrit savas

Hibrit Savaş Nedir?

Hibrit savaş kavramı; devletlerin kaotik, öngörülemez ve hızla değişen çatışma ortamlarında, her duruma ve ortama uyabilen, çok yönlü ve sürekli etkileşim halindeki aktörler aracılığıyla konvansiyonel harekata oranla daha düşük maliyetlerle ve daha az personel zayiatı ile siyasi hedeflerine ulaşmak için güç kullanmasını ifade etmektedir. Şimdi ve gelecekte konvansiyonel harekatın yerini alması beklenmiyor olsa da, hibrit savaş devletler tarafından siyasi hedeflerine ulaşmak için önemli bir araç ve kuvvet çarpanı şeklinde önemini korumaktadır. Bu yazımızda Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakı ile Ukrayna doğusunda icra ettiği; batılı akademisyenler tarafından  “Hibrit Savaş” şeklinde tanımlanan faaliyetleri, safhalar halinde incelenmiştir.

Hibrit Savaş Tarihçesi

Hibrit savaş fikri ilk olarak hükümetlere karşı savaşan devlet dışı aktörlerin eylemleriyle ilgili olarak, Amerikan Deniz Piyade Binbaşı William J. Nemeth’in yüksek lisans tezinde ortaya atılmıştır. Nemeth tezinde; Çeçen isyancılar tarafından Rus konvansiyonel güçlerine karşı kullanılan taktikleri, teknikleri ve prosedürleri tanımlamak için hibrit kavramını kullanmıştır.

Hibrit Savaş kavramı, Hizbullah’ın İkinci Lübnan Savaşı’nda İsrail konvansiyonel güçlerine karşı elde ettiği başarıların ardından yapılan analizlerde tekrar gündeme gelmiş, 2006 yılında, ABD Dört Yıllık Savunma ve Güvenlik Analizi ile hibrit savaş kavramının ilk resmi sunumundan bu yana, birçok bilim adamı ve politikacı, hibrit savaşın özelliklerine ilişkin anlayış ve analizlerini sunmaya devam etmiştir. Örneğin Hoffman, hibrit savaşı “Terörizm ve suç örgütleri ile bağlantılı olarak geleneksel ve geleneksel olmayan güçlerin sinerjik birleşimi”  olarak tanımlıyor. Freier, güvenlik tehditlerini; geleneksel, düzensiz, yıkıcı terör ve bölücü faaliyetlerden oluşan dörtlü tablosu ile açıklıyor. Freier’e göre, bu tehditlerden herhangi ikisini birleştiren herhangi bir aktörün izlediği strateji hibrit savaş stratejisidir.

Soğuk savaş dönemi sonrası savaş/çatışma karakteristiklerini tanımlamakta zorluk çeken akademisyenler ve askeri uzmanlar, 1990 yılından itibaren asimetrik savaş, 4’üncü nesil savaş, düşük yoğunluklu çatışma ve son olarak hibrit savaş gibi kavramlar ile yaşanan çatışmaları tanımlamaya çalışmışlardır.  Her ne kadar hibrit savaş kavramı 2002 yılından itibaren konuşulmaya başlanmış olsa da, uzmanların ve kamuoyunun dikkatini cezbetmesi, 2014 yılında Doğu Ukrayna’da Rus kökenli/Rusya yanlısı ayrılıkçı kesimin başlattığı protestoların ayaklanmaya dönüşmesi ve neticesinde Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Ukrayna doğusunda icra ettiği yeni tip harekat ile gerçekleşmiştir. 

Bu yeni harekat tanımlaması ile klasik konvansiyonel harpteki geleneksel askeri taktik ve teknikler yerini daha çok siber alanda harekat, bilgi harekatı ve askeri olmayan unsurlarla yönlendirilen operasyonlara bırakmıştır. Hatta bu çalışma esnasında internet ortamında incelenen dokümanlar  bile Rusya tarafından bilgi harekatı kapsamında hazırlanmış ve savaş sonrası uluslararası toplumun algısını şekillendirmeye yönelik yayınlar olabilir; zira bu konudaki kaynakların çoğu Rusça’dan İngilizceye çevirilmiş kaynaklardır.

Hibrit Savaş Kavramına Örnekler

Hibrit savaş kavramı İsrail ve İngiltere askeri doktrinlerinde de yerini almıştır. İsrail hibrit savaşı tanımlarken, sadece konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan taktiklerin sahada uygulanması ile elde edilen kazanımlarla sınırlı görmemiş; aynı zamanda Cenova Sözleşmesi, angajman kuralları ve diğer savaş hukuku kurallarından kaynaklanan tahditlerin etrafından dolaşma imkanı veren bir yöntem olarak benimsemiştir. İngiliz askeri doktrinine göre hibrit savaş; normalde konvansiyonel askeri birliklerin envanterinde bulunan gelişmiş silah, araç-gereç ve teçhizat ile donatılmış düzensiz yerel kuvvetler ve konvansiyonel olmayan harp unsurları tarafından icra edilen bir harekat nevidir.

Birleşmiş Milletler antlaşmasının VII. maddesine göre devletlerin meşru müdafaa kapsamı dışında “kuvvet kullanımı” veya “kuvvet kullanma tehdidi” yasaklanmıştır. Diğer taraftan uluslararası kurumlar nezdinde hibrit savaşa sahip olduğu özellikler nedeniyle “kuvvet kullanımı” tanımı verilememektedir. Dolayısıyla hibrit savaş konseptiyle saldırı düzenleyen devlet, hedef devleti zayıflatmak ve yok etmek için mevcut uluslararası hukuktaki yasal yetersizlikten/boşluktan yararlanmaktadır

2014 yılında Rusya tarafından Kırım’da icra edilen harekat sonrasında NATO tarafından yapılan tanımlamada hibrit savaş; siyasi hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan harp unsurlarının bir arada ve sinerjik bir şekilde  kullanılması olarak tanımlanmıştır. Teorik olarak çeşitli yerlerde dillendirilen hibrit taktiklerin uygulanması Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinde çok net bir şekilde görülmektedir. Söz konusu Ukrayna Krizinde Rusya milli ordusu ve istihbarat birimlerinin yanı sıra yerel güvenlik güçleri, Rusya yanlısı özel askeri şirketler, paramiliter güçler, hükümet dışı kuruluşlar ile internet, sosyal medya, halkla ilişkiler, algı yönetimi vb.nin koordineli olarak kullanıldığı bir hibrit mücadele stratejisi izlenmiştir.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik