Alakalı Konular

Ana SayfaJEO-PEDİAYapay ZekaYapay Zekâ Nedir? Tanım ve Konsept

Yapay Zekâ Nedir? Tanım ve Konsept

Yapay zeka nedir tanimi
Yapa zeka nedir?

Yapay Zekanın Tanımı

Oxford sözlüğü yapay zekâyı şöyle tanımlamaktadır: “ Görsel algılama, ses tanıma, karar verme ve diller arasında çeviri yapabilme gibi normalde insan zekâsı gerektiren bir takım görevleri icra edebilecek bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesi konseptidir.”

Yapay Zekanın Amacı ve Kullanım Alanları

Yapay zekâ konseptinin amacı kompleks görevler için tasarlanmış otomatik sistemlerin performansını artırmaktır. Bugün bu görevler; ses ve görüntü işleyerek bunları teşhis ve tanımlama, problem çözme, modelleme, planlama, iletişim ve robotik sistemler yani otonom sistemler tarafından icra edilen diğer görevleri kapsamaktadır. Akademik bağlamda, yapay zekâ bilgisayar biliminin alt dalı olarak kabul görmekte ve araştırmalar genel olarak bilgisayar tabanlı zor problemlerin araştırma, sezgisel, ihtimal hesapları yöntemleri ile çözülmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Pratikte uygulama alanlarına bakıldığında ise yapay zekânın matematik, felsefe, dil bilimleri, psikoloji ve nörobilim dallarında yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir.

Her ne kadar yapay zekâ sistemleri büyük miktarlarda veriye bağımlı olsa da, illaki büyük data analitiği olarak tanımlanan sistemler kadar hacim, hız ve esneklik gerektirmez. Aynı şekilde büyük veri yönetimi ve analitiği de sadece yapay zekâ yaklaşımını kullanmak durumunda değildir yani bilimsel olarak yapay zekâ olgusu büyük veri yönetiminden konsept olarak ayrışmaktadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bugün yapay zekâ olarak tanımladığımız olgu gelecekte ulaşılacak seviyeler düşünüldüğünde zeki olarak bile tanımlanmayabilir. 1980’li yıllarda gramer hatalarını kontrol eden ve düzelten sistemler zeki olarak tanımlanmaktayken, günümüzde bu uygulamalar artık sıradan yazılımlar olarak görülmektedir. Benzer şekilde internet tarama araçları veya ses tanıma gibi bazı özellikler yakın gelecekte sıradan uygulamalar arasında yerini alacaktır.

Yapay zekâ sistemleri genellikle insana has algılama, bilişsel ve motor yeteneklerini modelleme üzerine kurulmakta ve bu modelleme aracılığı ile makinelere karar verme yetenekleri yüklenmeye çalışılmaktadır. Örneğin Amazon Alexa uygulaması, kendisine verilen bir ses komutuna reaksiyon olarak önce bu soruyu nasıl cevaplayacağını veritabanından araştırmakta ne buna bulduğu çözüm ile birlikte sesli yanıt üretebilmektedir. Her ne kadar etkileyici olsa da, Alexa her zaman tam doğrulukta cevap üretememekte, Alexa nın kafasını karıştırmak bile mümkün olabilmektedir. Yapay zekâ sistemleri insanoğlunun günlük hayatını kolaylaştırsa da; kritik kararların alınmasında sadece yardımcı sistemler olarak görülmesi ve karar noktasında son değerlendirmenin bilişsel yetenekleri en yüksek varlık olan insan tarafından yapılması gerekir.

Yapay zekâ ; Siri ve Alexa gibi uygulamalardan otonom araçlara kadar geniş bir yelpaze içerisinde gelişimini sürdürmektedir. Her ne kadar bilim kurgu sektörü yapay zekâ yı insan karakteristiklerine sahip robotlar olarak canlandırsa da yapay zekâ bundan daha fazlasıdır ve Google’ın arama algoritmasından IBM’in Watson süper bilgisayarına ve otonom silahlara kadar yüksek çeşitliliğe sahip bir konsepttir.

Günümüzde yapay zekâ aynı zamanda dar/zayıf yapay zekâ olarak da adlandırılmaktadır. Bu bağlamda yapay zekâ sistemleri bağımsız olarak yüz tanıma, internet araması, sürücüsüz araç kullanma gibi dar yani spesifik görevlerin yerine getirilmesi için geliştirilmektedir. Ancak, pek çok araştırmacı için uzun dönemli hedef genel yapay zekâ ya da güçlü yapay zekâ olarak tanımlanan ideal konsepte ulaşmaktır. Dar yapay zekâ kendisine verilen spesifik görevleri insanoğlundan daha yüksek doğrulukla yerine getirse de güçlü yapay zekânın gelecekte insanın bilişsel yetenekleri ile gerçekleştirdiği karar verme süreçleri gibi görevleri de insanlardan daha yüksek doğruluk ve yerine getireceği beklentisi yatırımcıların ve araştırmacı bilim adamlarının iştahını kabartmaktadır.