1954 yılından bu yana Japon Ordusunun En Dikkat Çekici Büyüme Hamlesi

0
158

Japon Ordusunun yeni ulusal güvenlik stratejisi ve ilgili savunma planları, başta Çin olmak üzere Kuzeydoğu Asya’da algılanan tehditlere yanıt olarak büyük bir askeri modernizasyon çabasının habercisi.

Aralık ayı ortasında Japonya Başbakanı Kishida Fumio’nun kabinesi, ülkenin Öz Savunma Kuvvetleri’nin (SDF) kurulduğu 1954 yılından bu yana Japon Ordusunun en iddialı ve hızlı şekilde genişlemesini onayladı.

Genişlemenin Maksadı: Japon ordusunun saldırganlığı caydırma kabiliyetini güçlendirmek ve bir çatışma patlak verdiğinde SDF’nin savaşmaya hazır olmasını sağlamak. Başbakan Kishida, gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) ulusal güvenliğe ayrılan payını, son kırk yılın geleneksel yüzde 1’lik sınırından yüzde 2’ye çıkarma sözü verdi.

Japon Ordusunun genişlemesine rehberlik edecek üç belge açıklandı

Bunlardan ilki olan yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi, Tokyo’nun kendisine yönelik tehditlere ilişkin değerlendirmesini sunmakta ve bu tehditlere karşı kullanacağı diplomatik, ekonomik, teknolojik ve askeri araçları ortaya koymaktadır.

İkinci olarak, on yıllık bir ulusal savunma planı SDF’nin görevini yerine getirebilmesi için gerekli askeri iyileştirmelerin ana hatlarını çizmektedir. Askeri iyileştirme Planı oldukça kapsamlı hazırlanmış; plan, SDG’nin üç kuvveti için yeni bir entegre operasyonel komuta, genişletilmiş uzay ve siber kabiliyetler ve uzun menzilli vuruş kabiliyetleri edinilmesini içeriyor.

Üçüncü belge olan beş yıllık tedarik planı, savunma planının uygulanmasına yönelik önceliklerin ana hatlarını çiziyor. Önümüzdeki mali yılda başlayacak ve 2027 yılına kadar sürecek olan bu ilk dönemde tahmini 320 milyar dolar harcanacak.

Japonya’nın yeni güvenlik stratejisinin en kayda değer yönleri nelerdir?

İlk ve en dikkat çekici husus uzun menzilli konvansiyonel saldırı seçeneğinin devreye sokulmasıdır. Japonya birkaç yıldır “standoff” kabiliyetini ya da Japon takımadalarını çevreleyen deniz ve hava sahasındaki tehditlere karşılık verme kabiliyetini geliştirmektedir. Kıyı savunması için kullandığı füzeler 125 mil (200 kilometre) gibi sınırlı bir menzile sahipken Norveç’ten satın aldığı yeni havadan havaya füzeler 300 milin (480 kilometre) üzerinde bir menzile sahip olacak.

Japon Ordusu şimdi 1,000 mil (1,610 kilometre) menzile sahip füzelere sahip olmak istiyor. Japonya kendi yeni füzelerini inşa edene kadar bunlar muhtemelen ABD yapımı Tomahawk seyir füzeleri olacaktır. Bu yeni kabiliyetler Japonya’nın Asya kıtasının derinliklerindeki hedefleri vurmasına olanak tanıyacak, caydırıcılık sağlayacak ve potansiyel saldırganların Japonya’ya saldırma konusunda daha dikkatli davranmalarını sağlayacaktır.

Yerli ve Milli

Yeni strateji aynı zamanda Japon Ordusunun yerli teknolojisinin geliştirilmesini de vurgulamaktadır. Ulusal bütçeden inovasyona ayrılan pay ilk kez ülkenin savunması için gerekli teknolojileri de kapsayacak ve araştırma ve geliştirmeye (AR-GE) yapılan ulusal yatırımın itici güçlerinden biri olacaktır. Savunma Bakanlığı ayrıca yerli üretimde ve uluslararası konsorsiyumlar aracılığıyla silah geliştirmeye daha fazla yatırım yapılmasını destekleyecek ve yerli füze geliştirmeye öncelik verilecektir.

Son olarak, savunma planlamacıları Japon Ordusunun uyumlu bir güç olarak savaşma ve bir kriz veya çatışma sırasında operasyonları sürdürme kabiliyetini ciddi bir şekilde masaya yatırdılar. Savunma planlamacılarının öncelikleri arasında yeni bir müşterek komutanlık da dahil olmak üzere entegre operasyonel planlama yeteneklerinin geliştirilmesi ve kuvvetlerin savunma kapasitelerine daha fazla yatırım yapılması yer almaktadır.

F-35 savaş uçakları ve destroyerler gibi en yeni platformlar da dahil olmak üzere sivil havaalanlarının ve limanların SDG için erişilebilir hale getirilmesi hazırlık seviyelerinin artırılmasına katkı sağlayacaktır. Ukrayna’daki savaşta lojistik konusunda alınan dersler kapsamında, yakıt, mühimmat ve diğer kritik malzemelerin stok seviyelerinin yeniden değerlendirilmesi ihtiyacı doğdu

Japonya bu değişiklikleri neden yapıyor?

Japon Ordusunun bu silahlanma hamlesi birkaç nedene bağlanabilir; en bariz olanı Japonya ve çevresinde yabancı orduların artan varlığıdır. Kuzey Kore füzeleri Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesini ve topraklarını sık sık ve uyarı yapmadan geçiyor. Çin ordusu düzenli olarak Japonya’nın suları ve hava sahası yakınlarında faaliyet gösteriyor. Doğu Çin Denizi’ndeki Senkaku/Diaoyu Adaları üzerinde Japonya ve Çin arasındaki toprak anlaşmazlığı, sahil güvenlik ve ordu için önem arz etmektedir. Bu belirgin tehditler Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana artmakta ve savunma planlamacıları uzun zamandır birçok alanda iyileştirme yapılmasını savunmaktadır.

Yeni Teknolojiler

Bu arada, bölgedeki ordular arasında teknolojik değişimin hızı artmakta ve Japon Ordusu bu değişimin gerisinde kalmaktadır. Kuzeydoğu Asya’da artık daha hızlı, daha isabetli ve tespit edilmesi daha zor olan füze yeteneklerinin gelişmesi Japonya’nın savunmada yetersiz kalabileceği hissini doğurdu.

Tokyo şimdiye kadar balistik füze savunmasına ağırlık veriyordu. Ancak bölgedeki füzelerin sayısı ve çeşitliliğindeki artışlar nedeniyle sadece balistik füze savunma sistemlerine güvenmek gerçekçi olmaktan uzaktır. Dahası, hipersonik füze teknolojisinin tespitinin zor hatta imkansız olması durumu daha da vahim hale getirmiştir.

Çin tarafından geliştirilen yeni asimetrik kabiliyetler de ABD’nin Japonya’ya yardımlarını tehdit etmektedir. Çin’in uydu silahları, siber saldırıları ve satıhtan gemiye füzeleri, Japonya’nın savunulmasında Japon ve ABD kuvvetleri arasındaki geleneksel iş birliğini zorlamaktadır.

Japon Halkı Endişeli

Kishida kabinesinin stratejik revizyonu Tokyo’daki savunma planlama kurumlarının ulaştığı sonuçları ortaya koymakta ve Japonya’da halkın özellikle Çin’e karşı artan tedirginliğini de yansıtmaktadır. Yakın zamanda yapılan bir Yomiuri-Gallup anketi Japon katılımcıların %90’ının Çin’e güvenmediğini ve %61’inin Pekin’in Tayvan’ı işgal edeceğine inandığını ortaya koymuştur. Gerçekten de 2022 stratejik gözden geçirmesinin en çarpıcı yönlerinden biri hükümetin planlarının ilk defa bu kadar az muhalefet görmesi oldu.

Askeri Genişleme ve Eş Zamanlı Diplomatik Girişimler

Diplomatik deneyimi ve nükleer silahsızlanmaya olan derin bağlılığı göz önüne alındığında, Kishida’nın askeri genişlemenin destekçisi olması tuhaf görünebilir. Yine de Japonya’nın hızla değişen askeri dengeye ayak uydurabilmesini sağlamak için cesur adımlar attığı algısı onu halkın gözünde daha güvenilir ve güçlü kılıyor. Kishida savunma unsurlarını kuvvetlendirmenin planlarını devreye sokarken bir yandan da Japonya’nın Hint-Pasifik ve Avrupa’daki benzer düşünen ülkelerle diplomatik ilişkilerini derinleştiriyor. Geriye kalan tek soru ise Japonya’nın askeri genişlemesini nasıl finanse edeceği.

SONUÇ

Dünya genelinde değişim hızlı ve kararlı bir şekilde gerçekleşiyor. Bölge, hatta dünya, Japon halkı için çok daha tehditkar hale gelmeye başladı. Tokyo’dan gelen mesaj, Japonya’nın kendisini savunması gerektiğinde tereddüt etmeden harekete geçmeye hazır olduğu ve harekete geçeceği yönündedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz