
İnsanlık tarihi boyunca savaşların karakteristikleri ve prensiplerinde meydana gelen gelişim ve dönüşümlerde en önemli etken teknoloji olmuştur. Uzun yayın icadı, koruyucu zırhlar, ateşli silahlar, uçaklar nasıl savaşların karakterini değiştirdiyse pek çok uzmana göre siber alanda yaşanacak gelişmeler geleceğin savaş tanımlamasını kökten değiştirecektir. Siber alanda yaratılacak asimetrik etki ile devlet dışı aktörler ile terör gruplarının, ekonomisini ve askeri faaliyetlerini büyük ölçüde karmaşık siber sistemlere dayandıran büyük ülkelerin bu hassasiyetlerini istismar edebilecekleri değerlendirilmektedir. Emekli ABD Savunma Bakanlığı sekreteri Leon Panetta’nın elektronik sistemlere ve internete bağımlı sistemlerin ABD için Siber Pearl Harbor olabileceği uyarısını unutmamak gerekir.
Rus Hacker Gruplar
Her ne kadar teyit edilmiş olmasa da, Rusya’nın yabancı bankalara, uluslararası şirketlere ve diğer ticari internet sitelerine yasadışı hacker grupları kullanarak saldırılarda bulunduğu iddia edilmektedir. Bu gayri yasal oluşumlar bizzat Rus Devleti’ni Hedef almadığı sürece hükümet tarafından bir baskı ile karşı karşıya kalmamış ve gerektiğinde devlet adına kirli işler üstlenmiştir. Uzmanları bu kanıya yönlendiren ise bu saldırılarda gözlemlenen koordinasyon, ortak akıl, hedef seçimi ve saldırıların zamanlamasının ancak bir üst akıl tarafından planlanması ile mümkün olabileceği görüşüdür.
Barış zamanında Estonya ve İsveç; çatışmalar esnasında ise Gürcistan ve Ukrayna vakalarında hackerlar tarafından başta DdoS saldırıları olmak üzere e-posta hesaplarının çalınması ve bilgilerin sızdırılması, internet sitelerine yapılan saldırılarla belli haberlerin erişime engellenmesi ya da dezenformasyon ile saptırılması, sosyal medyada troller vasıtası ile gerçekleştirilen algı operasyonları ve sosyal mühendislik çalışmaları gözlenmiştir.
2007 yılında Estonya’ya karşı icra ettiği siber saldırılarda sadece zarar vermeyi ve gövde gösterisi yaparak caydırıcılık sağlamayı amaçlayan Rusya, 2014 yılında İsveç’e karşı icra ettiği saldırılarda ise İsveç hükümetini NATO katılım başvurusundan vazgeçirmeyi hedeflemiştir. Bu saldırılar esnasında en çok zarar gören unsurlar hava trafik kontrol sistemleri ve internet haber siteleri olmuştur. Güç gösterisi şeklinde gerçekleşen bu saldırılarla halk arasında panik ve kaos ortamı yaratılarak vatandaşların hükümete olan güveni sarsılmaya çalışılmıştır.
Ukrayna vakası bu bağlamda incelendiğinde, saldırıların 2010 yılında Ukrayna resmi kurum bilgisayar ağlarında rastlanan Uroburos adı verilen bir virüs ile başladığı, daha sonra Snake adı verilen virüs ile birleşerek daha geniş çaplı hatta birkaç Avrupa ülkesini de etkisi altına alan saldırılarla devam ettiği, saldırılarda kullanılan bu virüs vasıtasıyla bilgisayarların kontrol altına alınabildiği ve sistemlerin kapatılabildiği bildirilmiştir.
Kırım Savaşı esnasında Özel Kuvvetler tarafından arazide mobil olarak kullanılan siber sistemler vasıtasıyla GSM sistemlerinin sekteye uğratıldığı ve Kiev’deki Ukraynalı politikacıların Ddos saldırıları ile hedef alındığı Ukrayna mobil servis sağlayıcı firma tarafından rapor edilmiştir.